Depresyonun Tıbbi Beslenme Tedavisi
Depresyon ve beslenme arasında
kısır bir döngü vardır. Çünkü depresyon bireylerin tüketimlerini etkilerken,
tüketimleri de depresyon riskini etkiler. Psikiyatrik hastalıklarda besin ögesi
yetersizlikleri görülmektedir. Bu yetersizliklerin önlenmesi iyileşme sürecini
etkilemektedir. Hatta kullanılan ilaçların etkinliği de artacaktır. En çok
eksikliği görülen mikrobesin ögeleri: Folat, tiamin, magnezyum ve omega 3 yağ
asididir. Meyve-sebze, balık tüketimlerinin ve posa alımının yetersiz olduğu
bununla birlikte fazla miktarda işlenmiş besin tüketimini görülmektedir. İyi
bir diyetle yani sebze, meyve, et, balık ve tam tahıl tüketimi yeterli
olduğunda majör depresyon negatif ilişkili iken, kötü bir diyetle yani işlenmiş
kızartılmış besinler, rafine gıdalar ve şekerli ürünler ile pozitif ilişkili
bulunmuştur. Düşük serotonin düzeyi depresyonu etkilemektedir. B6 vitamini, C
vitamini, folat, kalsiyum ve magnezyum tüketimi serotonin üretimi için
elzemdir. Triptofan yetersizliği serotonin üretimini azaltırken, kompleks
karbonhidrat tüketimi arttırmaktadır.
Basit karbonhidrat tüketimi ile
depresyon arasında güçlü bir ilişki vardır. Altı ülkenin bulunduğu bir
çalışmada şeker tüketimiyle depresyon görülme oranının pozitif ilişkili olduğu
saptanmıştır.
Besin
Ögesi Yetersizlikleri
Depresyonlu bireylerde bazı
vitamin ve mineral yetersizlikleri görülmektedir. Bunlar: B1, B3, B6, B12, C
vitaminleri, folat ile çinko ve selenyum mineralleridir. Omega 3 seviyeleri
düşük olanlarda depresyon görülme riski daha fazladır. Yapılan çalışmalar ile
diyete omega 3 eklenmesiyle depresyon belirtilerinde ve görülme sıklığında
azalma olduğu saptanmıştır. EPA VE DHA’ dan (omega 3 yağ asitleri) yüksek
miktarda içeren balıkları fazlaca tüketen Eskimolarda, çok sık değişen ortam
koşullarına rağmen depresyon görülmediği saptanmıştır. EPA ve DHA düzeyleri
azaldıkça bireylerdeki depresyon riski artmaktadır. Bu nedenle bireyler balık
tüketimlerini arttırmalıdır. APA (Amerikan Psikoloji Birliği) depresyonun
önlenmesi ve tedavi edilmesinde tüm yetişkin bireylerin haftada en az 2 kere
balık tüketmesini önermektedir. Depresif bireylerin olmayanlara göre serum
folat düzeyleri düşük bulunmuştur. Psikiyatrik hastaların üçte birinin iştah
durumu bozulmuş, tüketimleri azalmış, emilimleri değişmiş ya da gereksinimleri
artmıştır. Folat takviyesi ile belirtiler düzelmektedir. Aynı zamanda folat
takviyesi antidepresan tedavi etkinliğini arttırır. Depresif
belirtiler ile B vitamini yetersizlikleri arasında bağlantı bulunmuştur. Aynı
durum D vitamininde de gözlemlenmiştir. Güneş ışığı alımı yetersiz ise D
vitamini ile serotonin hormonu da düşüktür bu nedenle D vitamini eksikliği
depresyon riskini arttırmaktadır. Demir
eksikliği olan bireylerde depresyon riskinin daha yüksek olduğu
belirtilmiştir. Selenyum yetersizliği de depresyon sürecini olumsuz etkilemektedir.
Beslenme
Önerileri
Düzenli ve sağlıklı beslenilmelidir.
Trans yağ tüketimi azaltılmalıdır.
İşlenmiş ve paketli gıdalar
tüketilmemelidir.
Sebze ve meyve tüketimi
arttırılmalıdıır. (Toplamda günde en az 5 porsiyon)
Kaliteli protein kaynakları
tüketilerek yeterli triptofan (vücudumuz için elzem bir aminoasit) alımı
sağlanmalıdır.
Doymamış yağ asitleri olan; zeytin
yağı, konola yağı ve fındık yağı tercih edilmelidir.,
Yeterli sıvı tüketimi
sağlanmalıdır. (Yaklaşık günlük 2 litre kadar)
Alkol tüketilmemelidir.
Anksiyete durumunda kafein
alınmamalıdır.
Haftada 2-3 kez balık tüketilmeli
(özellikle yağlı olanlardan), tüketilemiyorsa omega-3 takviyesi sağlanmalıdır.
Tam tahıl ürünleri ve yağlı tohum tüketimi
arttırılmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder